En güzel hayal 💜
İKRA! OKU! Yaradan Rabbinin adıyla OKU!
Bu ayeti önceleri sadece Kuran okumakla ilişkilendirirdim.
Sadece Kuran okumaya adanılmış bir ayetti benim için ki tam anlamıyla idrak
edememişim. Kutsal kitabımız elbette okunulmalı, içinde her bilinçteki kula
hitap eden ayetler, mesajlar var bana göre. Bunun yanında kitap okumakta aşırı
önemli benim için. Hatta doğayı okumak, gökyüzünü, yeryüzünü okumak. Aslına
bakarsanız Allah’ın yarattığı sistemi, sistemleri okumak, anlamak, idrak
etmek.. En sevdiğim sözüm; sistem içerisinde sistem gizli. Okuyarak bir çok
farkındalık elde etmek, bilinç seviyeni geliştirebilmek mümkün. Bunun yanında
güzel düşünmek ve hep gelişmeye odaklı hayaller kurmak.
Hayallerimde akademisyen, konuşmacı, yazar Dr. Nihan GÜNAY olmak bana çok
yakışıyor mesela. Hayalimi durdurup daha doğrusu konuşmamı durdurup -ki sürekli
hayallerimde bir konuşmacı gibi konuşmalar yapıyorum- an da ki hayatıma dönemiyorum
zaman zaman. Kıyamıyorum yarıda kesmeye öyle güzel akıyor ki çünkü J sanırım o yol bu yol, çok
daha iyi hissettiriyor bana. Olmayan şeyler de var elbet, zamanla ve sırayla
sadece sabretmem gerektiğini biliyorum. Kendimi dingin bir mod da tutmaya
çalışıyorum. Dingin mod da kal ve hayatla birlikte ak, kendine planlar oluştur,
ertelemeyi bırak. İnsanların bazen beni aynaladığını fark ediyorum, kızdığım
şeyleri bana yapıyorlar, aslında aynı şeyleri ben de kendime yapıyorum. Hangi
bahanelerin arkasına sığınıyorum bilmiyorum.
Kendime tren kaçtı diye düşünme diyorum. Bir sonrakine bin. Ondan in
sonrakine bin. Çünkü sonsuz olasılıkta trene sahipsin, bunun idrakını
sağladığında aslında olan sana akacak ve direnmeyi bırakacaksın. Direnme, akışta
kal, bu cümle baydı biliyorum ama aslında bu cümle biraz da nasıl anladığına
bağlı. Bazen egosal tavırlara fazlasıyla tutunuyoruz. Bazen nefse yenik
düşüyoruz. Hepsi bizi kendi zihniyetinde, kendi sisteminde hayatta tutmaya
çalışıyor. Bana göre egonun, nefsin, bilincin ayrımını çok iyi yapmak
gerekiyor. Bunun için de hepsini iyi tanımlamak gerekiyor. Konuşanın kim
olduğunu anlamak ve ona göre bir strateji geliştirmek işe yarıyor. Bakmayın
aslında bilinçli tarafı eğittiğinizde güzel bir anlaşma yaptığınızda bilinçaltı
da “öyle mi ben de dahil olayım o zaman” diyip minik minik yaklaşıyor. Hatta
bazen bilinçaltı, “bak bu tepkin de şu travmandan oldu” diye hatırlatarak şirin
görünüyor sana. Ben de durum şu anlık böyle ☺ Arada hiç laf dinlemeyip yine otomatikten verdiğim cevaplarda var tabi. O
anlarda da neyse ki hemen sönme stratejisi geliştirdim. Ben neye tetiklendim
şimdi sorusunu sorabiliyor ve dikkatimi farklı bir alana kaydırabiliyorum ve
inanın bu bir iki kere ya da birkaç kere denemekten sonra olmadı. Çok büyük
duvarları tosladım. Aynı sınavı farklı versiyonlarda defalarca yaşadım.
Bazılarında bu da nereden çıktı dedim bazılarında bu senaryoyu bir yerden
hatırlıyorum dedim. Son yaşadığım şey o kadar aynı sınavdı ki bir kere daha
sınanacaktım belli. Sadece muhatap olduğum insan farklı. Davranış, tutum hatta
mekan aynı ama versiyonu farklı. Kişi bana bir şey dedi güldüm daha neler dedim
bir an dank etti. Aha geliyor gelmekte olan J
aynısı ya aynısı o kadar fark ettim ki aynı durumun farklı versiyonu olduğunu.
O idrak ben de hemen bir sıçrama yarattı. Ve ben bir önceki epey tökezlediğim
sınavdan şimdi daha az tökezleyerek yırtmış oldum. Yani en azından şu an için öyle
umuyorum ☺ Bu
bende şok etkisi yarattı. Bir süre kızdım, bir süre buhrana girdim, bir süre
anlamaya çalıştım. Sonunda günü yine şükürle kapattım olana ve olmayana
şükretme alışkanlığı, idrakı ya da bilinci insan ruhuna da, zihnine de çok iyi
gelen bir şey. Her zaman o moda giremiyorsun ama çabalamak aslında şöyle bir
şey vardı demek bile büyük bir adım insanın kendine attığı. Bu farkındalığı
bana kazandıran Dr. John Demartini’ye teşekkür etmek isterim, şahane bir kitabı
olan İçimizden Doğan Güç: Şükür Etkisi’ni farkındalıkla okumanızı tavsiye
ederim.
Sevgilerimle..
Yorumlar
Yorum Gönder